Aşağıdaki yazıları sabak yazmıştım,bu resim saat 12 den sonra çekildi öğlenleyin.Hala güzelim kekleri atmaya devam ediyorlar.Acayip olan içerden bir şeyle çıkanlar şaha kalkar gibi yürüyüp,sonra uçması güzel görüntülere neden oldu.
Bu arıda şaha kalkanlardan,kıtlık görmediler atıyorlar bakalım.
Gene bu gün öğlen resimlerinden biri ayağında polenle gelen bir arı uçarken çekildi.
Öğlen resimlerinden.Buarad bir şey daha geldi aklıma onuda yazayım.Bence önemli bir detay.Kovanlara kek verdiğimiz zaman bu kadar inceleme imkanımız yok.Fakat bu kadarda onlar dışarı atmazlar diye düşünüyorum,nedenine gelince kalabalık kovanda belli bir ısı ve rutubet oluyor.Bu rutubet çıta üstündeki kekleri yumuşatıp eritebilir.Kutuda fazla bir nufus yok.
Öğlende hala temizlik ve polen işleri devam ediyordu.Birazda sulandırıp bal koydum ineklere gene soktular beni.50 kovan arıya bakım yapıyorum sokulmadan geri geliyorum,bu inekler beni yıldırdılar bu sıra.
Balkona koymuş olduğum küçük kutu bayağı gözlem yapmama sebep oldu.Kek bizde çok yaygın,bunun nedeni de biz bu işleri bilmediğimizden kaynaklanıyor.Biri bir ürünü üretip satmak için elinden gelen çabaları gösteriyor.Yurt dışından bir örnek vermek istiyorum.Mehmet Yüksel'e soruyoruz siz kek verirmisiniz arılarınıza,derki sadece bal hasadında veriyoruz,arı strese girmesin diye diyor.Buradan da anladığıma göre arıyı oyalamak için kek veriliyor.Kışa girmeden varroa mücadelesini bitirip arılarımızın balı yoksa,15-20 kilo koyu şurup yüklemesi yapıp arıyı sıkıştırıp kışa girmeli ve bir daha bahara kadarda kovanlara el vurmamalı derim.Mehmet Yüksel böyle yapıyor Alman arıcılarda böyle yapıyorlarmış.
Şimdi bizim yöntemlere dönersek kimin ne yaptığı belli değil.Herkes kafasına göre bir işi bilerek veya bilmeyerek uyguluyor.Balkondaki kutuya kek veriyorum ve devamlı sabah öğlen ve akşam bakıyorum ne yapıyor bunlar diye.Sabah erkenden gene biraz evvel musluğun resmini çektim,iki gün önce gene çektim,daha önce atılan şekerleri çekmiştim ve yayınlamıştım .Son çekilen resimleri akşama veya öğlen müsait olursa yemekte atarım.Arı gece kekleri kopartıp dışarı artıyor,elimle eziyorum dağılıyor,öğlen bakarsanız bu resmi bulamazsınız,çünkü uçuş başladı mı kovandan giden arı musluktan bir parça alır ve uzağa atar.Bunu geçen sene Şile'de tespit ettim,arı gece atılacak parçaları musluğa getirip bırakıyor,sabah iş başladığında giden bir parça alarak uzağa atıyor.
Asıl anlatmak istediğim verdiğimiz keklerin arı tamamını tüketemiyor.Bir ara kovan örtü tahtasına konan kutularda veriyordum kovan içindeki rutubet kutuya çıkıyordu,o zaman arıların keki tüketmesi daha kolay oluyor,rutubet şekeri eritiyor,bal kısa sürede şekeri eritemediğini tespit ettim.Kek çok önceden yapılırsa o zaman sorun olmuyor şekerler tamamen eriyor.Şimdi arıların musluğa attıkları parçaların üstüne çok az sular damlatıyorum,kutuyuda rahatsız ediyorumki musluğa gelsinler.Bir kakıyorum atıkları parçaları yalayıp bitirip içeri götürüyorlar.
Burada şunu hatırlatayım,gözlemlerimde donmuş bal verdim hiç atık olmadı,ama gene de iyice incelenmeli.
Şimdi son bir kaç günün haberlerine geri dönersek ne yapacağız.Ben ocak ayında kek verdim,neden verdim kovan içindeki bal durumunu tam bilmiyordum,bazıları tehlike sınırına gelmişler,bazılarının balı vardı ama burada şalkım diye bir şey bu senede olmadı diyebilirim.Arılar salkıma girseler bile,gündüzleri çoğunlukla bozdular.Arılarınızı açlıktan öldürmek isterseniz kek vermeyin.Keki niçin verdik aç kalıp ölmesinler diye,hemen bulundukları çıtanın üzerine koyduk ki hemen ulaşabilsinler.Bence bu mevsimde şurup vermek daha çok arıyı hareketlendirir.Şimdiye kadar ne zaman şurup verdiysem arı dışarı uçuşa çıktı.Siz de deneyin hep aynısını göreceksiniz.Kek verdiğinizde arı kendini dışarı vurmuyor.Su ihtiyacı olursa da gider suyunu alır gelir burası Sivas değil ki.Bir kaç gün hariç arılarımız kış boyu 6-7-8-9 derecede yaşadılar.Benim gözlemlerim bu bölge içindir.Artık arıcılıkta genel bilgileri de bırakacağız gibi geliyor.Her yerin kendine göre kuralları olmalı iye düşünüyorum,bana göre iyi ve doğru olan,başka bir bölgede kötü ve yanlış olabiliyor.
Yani şunu anlatmak istiyorum,örnek Bir Prof.Arıların beslenmesi ve kışı nasıl geçireceğini anlatıyorsa,her bölgeye göre analizler yapmalı genellerse bana göre çuvallar.Benim arılarım salkıma bile girmedi,daha Erzurum’daki arı 2 ay salkımda kalacak,bizimkiler polen getirip yavru atmaya bile başladılar.Akdeniz ve Ege bölgelerinde kış hiç olmaz,durumları benim bulunduğum yerden daha sıcaktır.Ama iyiye doğru gidiyoruz,bir sürü arkadaşımız akademisyen gibi araştırma yapıyor,gözlemlerini paylaşıyor,bunun sonuçlarını toplarsak üniversitelerin yapamadıklarını yapıyoruz gibime geliyor.
Not.Katı beslemelerde bence verilen yiyecekler israf ediliyor.Bunu bu gözle incelerseniz görürsünüz.Yoksa keki arıya ver bir hafta sonra git ooo arılar keki yiyip bitirmişler dersiniz?
Ali abi güzel yazmışsın ben burdaki durumu kısaca anlatayım.
YanıtlaSilBizler 20 Temmuzda ikinci hasatı alırız,güneşin sıcasklığı her yer kuruttuğu icin Nektar akımı durur bu hadiseyle birlikte Ana Arının yumurta atması da durma noktasına gelir,Ana Arının yumurta atması icin ikinci hasattan sonra hemen kek vermeye başlıyoruz Ana arı da dışardan Nektar geldiğini sannediyor ve Yumurta atmaya devam ediyor bu attığı yumurtalarda bildiğimiz kış arıları oluyor.
Kek verirken Su ihtiyaclarına da cok dikkat etmek lazım Arılara bol su veriyoruz.
Keki birden bitiremedikleri icinde
az miktarlarda 2.5 kilo porsiyonlarla Ağustosun sonuna kadar Arılara yumurta attırıyoruz.Bu işlemi Şerbet ile yapılırsa cok az miktarlarda yapılması gerek iki günde bir yarım litre.
Şerbet fazla verilirse en büyük hatalardan birisi olmuş oluyor cünkü bu sefer Ana Arı yumurta atacak yer bulamıyor haliyle kış Arıları da olmuyor.
Ağustosun sonuna kadar yeterince kış arısı cıktıktan
sonra,Eylülün başında Şurublamaya başlıyorum iki günde bir 5 Litre
bu sefer buldukları her yeri bal ile dolduruyorlar kış icin bal stogları da bitiyor bu işlemi her kovan icin 4 defa yapıyorum,Formik asid ilaclaması da bitince Koloni
Nisanın 15`ine kadar balı olmuş oluyor.
Kısaca burdaki uygulamayı anlatmaya çalışdım.
Selamlar.
Ali kardeşim, senin bu kekte sorun var,arılarda değil. Hiç böylesini görmedim, yıllardır kek yapan ve kullanan birisiyim. Arıların yaratılışında israf olmaz. Tam tersine bize hayatın güzelliklerini öğretecek kadar özel yaratıklardırlar...
YanıtlaSilYukarda yanlış anlaşılma olmasın diye ek olarak yazayım.
YanıtlaSil((((( bu sefer buldukları her yeri bal ile dolduruyorlar kış icin bal stoglama işlemleri de bitiyor.))))
yeterince kışlık balları oluyor.
Bu yazdıklarım Almanyadaki Arıcılar ve kendi
uyguladığım yöntemler.
Zaten bloglar Arıcı günlüğü gibi
yazılıyor ben de kendi uyguladığım
yöntemi yazıyorum.
Yazı hatam varsa kusura bakmayın.
Mehmet'cim bizde yıl boyu toplasan 2,5 kilo besleme yapan yokki,sen bir seferlik porsiyon 2,5 kilo diyorsun.Yani işi bilmeyerek yaptıgımızı zaten belirtmiştim,sende nasıl ve neden kek verildigini izah etmişin.Zaten bizim için Almanyada arıcılık yapman büyük nimet.Oradaki bilimsel hale gelen uygulamaları bize aktarıyorsun sana ne kadar teşekür etsem azdır.
YanıtlaSilSelahattin abi bu kutuda böyle olabilir,kovanlardaki durumu bilmiyoruz.Abi birde arıcılarımız veriyor keki sonuçlarını izleyen yokki.Bir hafta sonra git kek bitmiş diyoruz,ben bu işi bir inceleyelim diyorum.İş arıların tavuk yedigine dönecek.Adam pişmiş tavuğu koyuyor kovana arıda parça parça atıyor,arıcıda bir kaç gün sonra bakıyor tavuk bitmiş,aaa arıları tavuğu yemiş diyenleri duyuyoruz.Kekte sorun yok bal benim balım,yalnız yapılan keklerin biraz beklemesi lazım diye düşünüyorum.Evde elimle yaptım gene aynısını yaptı bu kutu.Aynı kekin bir bölümünü daha sonra verdim yapmadı,yani havadan iş olsun diye yazmadım bunları,izlenimlerimi sizlerle paylaştım,konuyu izleyerek takip edersek daha iyi olur.Eğer böyle bir şey varsa büyük israf var,ben buna üzülüyorum,bir kilo kek ver bunun bir kısmı atılıyorsa yazık.