9 Aralık 2007 Pazar

ŞAHANE BİR ORGANİZASYON OLDU

Sayın Mustafa Kabaoğlu,Bizi ağırlayan abimizdi.Olay çok ufak ve basit gelişti.Yazın Murat Çakır'la ziyarette bulunmuştuk.Gene sorup duruyordu Ali'cim ne zaman geliyorsunuz.Bende kafamdan 3-5 kişi düşünüyordum abi geliriz diyordum.Hafta içi Murat diyorki abi Mustafa abilere gidiyormuşun bizim niye haberimiz yok,dedim benle sende varsın.Derken ne gibi hazırlık yapalım diye kendi aramızda konuşmalar yaptık.Bunu Mustafa beye ilettim,dedi hiç bir şeye karışmıyorsunuz bana kaç kişi geleceksen sayı ver.Bende 10 kişi civarı dedim,sonra arkadaşları çagırmaya başladık,herkes can atıyormuş ne bileyim.Gördünüz işte,Eskişehirden gelen oldu,Vizeden gelen oldu,Tekirdağdan gelen oldu ve de şahane oldu.Şimdi yer tespiti yapmaya çalışıyoruz nerede tekrar buluşalım diye.::)))Hikayenenin tamamı buydu,şimdi aşagıda gelişmelere bakalım.
Şenol Civelek,Kırklareli vize'den sabah 6,30 çıkmış,biz otogarda bekliyorduk kendisini,emlakçı Salih kardeşimizda bize kavaltı hazırlamış kafasına göre bir pilanda o yapmış.Şenola dedik sen gişelerde in seni oradan alacagız.Şenolda inmiş biz gittik almaya,yolun karşısından bu tarafa geçerken resimledim,hemde üst geçitte.En büyük arıcı bizi arıcı temposu olmadı,şimdiki aklım olsa bir tezahurat atardık,arıcılar var konvoy var.5 arabayız her arabada iki kişi vardı.
Şenol yanımıza geldi sarmaş dolaş olduk,doğru çorba içmeye.
Buradada resimler almak istedik bu seferde resmin dışında kalma olayı var,garsona verdik makinaları,garson kesin akşama zam istemiştir ben garsonmuyum fotocumuyum diye.Bizim makinaların işi bitti Bahtiyar abi cep telefonunu verdi birde bununla çek diye.
Çobalar içildi sohbet şahane,Mustafa bey arıyor nerede kaldınız,yoldayız gelemeyenleri bekliyoruz dimi,hemen toparlanıp kalktık birde espiri vardı,otogardan çıkarken emlakçı Salih yanlış yola girdi,ta topkapıya gidip tekrar mahmut bey gişelerinden Şenol'u aldık.Halil'de bilmiyormuş istanbulu onu gezdirmek için bilerek o yola girdik diye espiri yaptık.Doktorda beni telefonda arıyor abi yolu bilmiyorsanız ben geçeyim öne,beni sabahtan hasta etmeye başladı,birde doktor bu adam,sen bizi takip et.
Batiyar Kor abimiz,benden önce girmiş tüp bebek işine be.Biz larva tranferi yapacagız diye tırmalarken o zamanlar bizi sollayanlardan.Halil'le uzun zamandır görüşmedigi için sarıldı zor ayırdık,çünkü gidecegimiz yerde bekleniyorduk.
Arılıga vardık,bizimkiler kovanların arasına daldılar,dedim gidelim Mustafa beyin yanına ondan sonra dalarız,Ev sahibi resmin aşagısında bekliyor,bizimkinler magazin peşinde.
Mustafa beyle tanıştık,samaş dolaş derken,gene kendimizi arıların içinde bulduk,yane oluyor derken kara kovan vardı yazın bunun filmini çekmiştim,gene filimlerimiz var ilerleyen zaman içinde yayılanacak.Hadi bazılarının sitesi blogu var,bahtiyar abi niye çekim yapar onu anlamıyorum.
Karakovanın içinden makro resimler aldım,arıların bal stoku çok güzel,arılar salkımda ama saldırmaya balladılar,yukarda resim almaya çalışanların bir kaçmaları vardı,biz haber peşinde olduğumuzdan onu çekemedik.Belki magazincilerde bulursunuz,o görüntüleri.
Bu resimlerin filmide var,tekrar yayınlıyacağım.Karakovanın kış hali diye.
Sohbet öyle güzelki,akşama kadar sürdü,her konuyu konuşuyoruz soruyoruz.Resi soldan sağa Asım Kadıoğlu,Adem Erdem,Murat Çakır,Şenol Civelek,Sait Işık,Halil Bilen ve Bahtiyar kor.::)))acayip espiriler koydu zaten.
Mustafa bey anlatıyor,ben ne zaman bu tür yerlere gittiysem çok faydasını gördüm,mutlaka birşeyler kapıyorsunuz,bzı işlerin püf noktalarını bilmek çok önemli.
Bir adamın yüzünden bu kadarmı akar mutluluk?
Tablo harika.Arılığın içinde olmadıkmı sanki rahatsız oluyoruz,tek tük uçan arılar var.
Bunu merak ettik bu civarda birkaç ev var ve arılığın suyunuda du sistem sağlıyormuş.Pervane mili bir tulumbaya bağlı rüzğarda döndükçe su basıyor depolara.
Buda pervaneyi çekmeye çalışıyor ama ben onu çektim haberi olmadı.
Doktor bize bu kovanları gösterdi bakın oradada arı vardiye,yoldada bana diyorki,köpek var,onun için Halil'e beni yanına almış.Kovanların katları üstünde,katla kovan arasında önce çuval sonra gazete üstünede bos kat konulmuş.Kışlama bu şekilde seçilmiş.
Çiçek açmış bir erik ağacı.
Kovanların içinde turlayıp duruyoruz,ilginç bir hadise yalakarmıyız diye,biz haber peşinde koşarken,aşagıda çayı götürmüşler,halille bize ikinci posta demlenen çaydan gene 1 er bardak zor düştü.
Uzun kış günleri nasıl geçer çaresini bulduk sanki.
Sayın doktor birşeyler yapmaya çalışıyor işte,bende anlamadımki ne yapar,kendi arılarını çekmiyor,başka yerde kovana girecek sanki.
Murak Çakır kardeşimbayağı koşturdu,telefon trafigide vardı, sonradan gelenleri bir noktaya toplayıp oradan direk almak için.
Bu kovan yağmalanmış,bunu dişardan bakınca direk anlarsınız,musluk kirlenir,giriş yapısyapış bir görüntü ve petek kırıntıları olur.Bu kadar büyük arılıklarda kontrol çok zordur,anasız arılar varsa ilk onları görtürürler.
Yağmalanan kovanın birinde polenli çıtada ağkurduda işe başlamış,herkes işini yapıyor hemde eksiksiz.
Araştırmalar bitti gibi bir kulubeye doğru hareketlendik,yemek hazır gibi sözler duyduk.
Kulube etrafında yoğun bir çalışma vardı,o kadar kişiye ızgara hazırlamak zor,arkadaşlara buradan tekrardan teşekür ediyorum.
Artık öyle bir hal aldımki,nerede kimden tel gelecegi belli del.Bu bizim evden içişleri bakanı,sordu nasılsın geziniz nasıl diye,dışardayken önemli değil.Önemli olan evde hesap vermek::))
Degişik model ve tipteki ruşet kovanlar,su kontrasından yapılmış,bir santimlikleri ikiye yapıştırıp kovan ölçülerinde hizmet veriyor,5-6-7-8 çıtalık olanları vardı,bunlar baharda işe yarar diyordu Mustafa bey.
Bunlar eşek arı kapanı,oralardan Kadıoğlu buldu çıkardı.Birde bayagı güldük,Kadıoğlu yazın eşek arılarına bira almış.Pet şişelere birayı koyunca,sarıca arılar gelip içine girip ölüyorlarmış.Emlakçı Salihte Kadıoğluna dediki sen iki sefer cezalandırılacan,sebebini sorduk,birincisi biraya paranı verdin,ikicisi ise sarıca arıları öldürene kadar içirdiğin için.::)))Herkes bastı kahkahayı,bu esnadada birayı satan büfeci,Kadıoğluna sormuş abi içmeye ne zaman başladın.::)))
Halil'in içi gitti be,bu kadar ruşet boş bırakılırmıymış.
Eşref abi erken ayrıldı,bir kaç gün sonra Hacca gidiyormuş,Allah kabul etsin.
Bu böyle olmaz abi,şu hale bakın ya,doktor kontrolünde ilk yemek,biraz ot ve tabağa 2-3 hamsi.Millet götürsün sen bak,artık doktor kontrolü istemiyorum.Bu resimlere yorum yazmayayım diyorum.
Az yiyin az,doktorrrr şunlara birşeyler söyle,gücün bize yetiyor demi.Yuh diyecem dedim gitti.Hay maşallah,götürün ben nasıl olsa seyrediyorum.
Önümüzde boş bir tabak,ileri uzansan herkesin gözü sende.
Her lokmaya karışıyor be.

Bu ne ya bir daha doktor kontrolü falan istemiyorum.Aman çatala zarar vermeyin haaa.
Enver Sarıoğlu,sonradan ekibe katılanlardan daha sofra kalkmamıştı.Kadıoğluda hızını alamadı sanki hala sofradan kalmadığına göre,başka ne olabili Kışlamaya hazırlanmış arılık,su almayacak şekilde naylonlanmış.
Her iş için başka malzeme gerekli.Kestane pişirmeye de sobayı yaktılar.Yalnız burada bir şeyi atladık,yav.Közde patates sözü almıştık,nasıl unuttukki.::)))
Görüntü nasiiii,datı şahaneydi de.
İçim gtti be,şu güzellige bakın.
Kestaneler süperde doktor bana yeme deyip,kendi habire götürüyordu,bunda bir gariplik yokmu?
Ekibimizin geri kalan kısmıda geldiler,bende çok sevindim,ufak firelerle sıyırdık söz verenler İlhami abi ve Murat Döner harici herkes geldi.Az önce İlhami abi geldi yanıma kadar,mazeret bildirdi,Muratta çalışıyordu ondan gelemedi.
Ohhh yüzler gülüyor,herkes gülüyor,arkalardanda hala doktor beni koluyor birşeyler yerim diye.
İki resimdede sorun çıktı toplu resimlerde,Murat'ta düşük çözünürlükte çekmiş,Halil'in resimlere bakacam,albüme koymak için.
İkinci ekip gelince hemen toplu fotoğraf aldık,birazdan hava karardımı bu şansımız olmayacaktı.Ame benim çekimlerimde resim tam açmıyor ,arıcı ve resim albümü sitesinne.
Arıcılar hiç boş durmadı,bir sürü masa sandalye var,genede boş kovanların önünde sohbet olacak.Başkası açmıyor.
Adem Erdem,Murat Çakır ve Enver Saıoğlu,sarı oğlu bir arı bölmesi anlattı kırdı bizi gülmekten,biri birer çıta arı bölüyormuş,diyor böldüğümüz arının yarıdada geri geliiiiyyyyiii::)))
Maşallah ne berekli sofraydı,teşekürler Mustafa bey.
Izgaralar şahanede bende iştah yok,sadece seyrettim.İkinci postayı.
İkinciye sofra kuruldu,Uzaktan gelenler vardı,Murat Akın abimiz Tekirdağ'dan geldiler,Çok yemek arttı be benim gibi elli kişiye yeter,ama yanımdakiler doymak bilmiyor işte.
Sait Işık yeni tanıştık,pipo hiç ağzından düşmedi,emzik gibi.Birde demezmi,arılar sönerse Ali Türk sorumluymuş.Nedenide ben ne yaparsam onu uyğuluyormuş.Zarar ortaksa karda ortaktır,kural bu bence.
Doktor fazla yiyenleri kendi refakatında spor yaptırıyor,şekil yukarda. Hep gezdikartık akşam oluyor,acayip yorulmuşuz,artık sandalyalara çöreklenmeye başladık.
İsmail baklavaları yediemine aldı.
Hala doymadı,son gelenlerede yardıcı oluyor.Yeterbe demeye gerek görmüyorum çünkü dinlemiyorki.Bunlar benim bu seneki talebelerim be,hepside okumuş çocuklar,biri doktor olmuş biri iyi rutbede bir asker digeride kaptan.Okumuşlarla çalışmak zevk,çünkü benim gibi birine katlanabiliyorlar.::))))
Buradan bu işte emegi geçen başta Mustafa bey ver arkadaşlarına ve kendi arkadaşlarıma sonsuz teşekür ediyorum.Ne habermiş yaz yaz bitmedi,her resime bir espiri bulmak zor be.
Buda Mustafa Kabaoğlu'nun site adresi. http://www.ozuzay.com/

2 yorum:

  1. Sanada yaranılmıyor. Naaptım yani; yeme dedim, niye dedim, sağlığın için.Bak bana, boy kilo oranıma, bide kendine bak. Ah yengeeeeeeee kocana dikkat et çok yiyor bir hafta yemek verme bu adama o kadar çok yedi haberin olsun.

    YanıtlaSil
  2. selamün aleyküm üstad bizim gibi garipleri de düşünün biraz bak açlıktan nefesimiz kokuyor dimi ya
    http://haltin68.blogspot.com

    YanıtlaSil